14.07.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “7331 Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” kapsamında değişiklikler.

1.) İdare’ye başvuru yaparak bir işlem sonucu beklediğinizde öncesinde idare tarafından 60 gün olan cevap verme süresi 30 güne düşürülmüş bulunmaktadır. Böylelikle, 30 gün içerisinde cevap verilmediği taktirde talep reddedilmiş sayılacak ve bu 30. günden sonra dava açma süresi başlayacaktır.

İdarece kesin cevap verilmezse de red sayılarak dava açılabilir veya kesin cevap beklenebilir. Ancak her halükarda bu bekleme süresi 4 ayı geçemeyecek (İYUK 10. madde)

2.)TCK’nu kapsamında eşe karşı işlenen suçlar (kasten yaralama,eziyet,kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma) “boşandığı eş”e karşı da işlenebilecektir. Yani suçların nitelikli hallerinde belirtilen eşe karşı olan suç kısmı “boşandığı eşe” de uygulanacak ve fail boşanmış olsa dahi nitelikli halden ceza alacaktır.

3.)Artık kişilerin mahkemeye tarafından çağrılması ve haklarında zorla getirme kararı verilmesi bilgisi kendilerine elektronik posta ile de bildirilebilecek.

4.)İfade alınmak üzere daha önce mahkemeye çağrılan, kendisine ve adresine ulaşılamayan kişiler hakkında son çare “ifadesi alınmak üzere yakalama kararı” düzenlenmekteydi.

Ancak bu şekilde hakkında yakalama kararı bulunan kişiler bayram, resmi tatil, haftasonu tatili gibi zamanlarda yakalandıkları zaman savcı ve mahkeme önüne çıkması zaman almakta, bazen 24 saati geçen gözaltı süreleri yaşanmakta ve mağdur olunmaktaydı.

5271 sayılı CMK’nun 94. Maddesine eklenen fıkra ile artık C.Savcısı, yakalanan kişinin belirlenen tarihte yargı mercii önünde hazır bulunmayı taahhüt etmesi halinde kişinin serbest bırakılmasını emredebilecektir.

Taahhüdün yerine getirilmemesi halinde bir daha taahhüt alınmaz ve kişiye Bin Türk Lirası idari para cezası verilecektir.


5.)“Aşağıdaki suçların işlendiği hususunda somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı halinde, tutuklama nedeni var sayılabilir.” Denmek suretiyle kamuoyunda çok tepkiye neden olan (kanımızca da haklı olarak) çocukların cinsel istismarı dahil birçok suç açısından tutuklama için “somut” delil aranacaktır.

Bu suçlar ise, Ceza Kanununda yer alan;
1. Soykırım ve insanlığa karşı suçlar (madde 76, 77, 78),
2.Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti (madde 79, 80)
3. Kasten öldürme (madde 81, 82, 83),
4.Silahla işlenmiş kasten yaralama (madde 86, fıkra 3, bent e) ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama (madde 87),

5. İşkence (madde 94, 95)
6. Cinsel saldırı (birinci fıkra hariç, madde 102),
7. Çocukların cinsel istismarı (madde 103),
8. Hırsızlık (madde 141, 142) ve yağma (madde 148, 149),
9. Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188),
10. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma (iki, yedi ve sekizinci fıkralar hariç, madde 220),

11. Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar (madde 302, 303, 304, 307, 308),
12. Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar (madde 309, 310, 311, 312, 313, 314, 315),
b) 10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı (madde 12) suçları.

c) 18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.
d) 10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
e) 21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.

f) 31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.
g) (Ek: 27/3/2015-6638/14 md.) 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinde sayılan suçlar.
h) (Ek: 27/3/2015-6638/14 md.) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar.

6.)Kişi hakkında ev hapsi kararı verilmiş ise, kişinin ileride olası bir ceza alması halinde; kesinleşen cezanın cezaevinde geçirilmesi gereken süre hesaplanırken, ev hapsinde geçen her 2 gün kesinleşen cezanın cezaevinde geçirilmesi gereken süreden 1 gün mahsup edilecek şekilde hesaplanacağı düzenlenmiştir.

Faklı bir anlatım ile; ev hapsinde geçen her 2 gün, cezanın mahsubunda 1 gün olarak hesaplanacaktır.

7.)Şüpheli veya sanığın adli kontrol yükümlülüğünün devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda en geç dört aylık aralıklarla; soruşturma evresinde Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi, kovuşturma evresinde ise resen mahkeme tarafından 109 uncu madde hükümleri göz önünde bulundurularak karar verilir. Bu haliyle bundan sonra haklarında adli kontrol kararı verilip de uzun soruşturma ve/veya kovuşturma sonucu devam eden adli kontrol tedbirleri 4 aylık aralıklarla gözden geçirilecektir. Ağır Ceza Mahkemelerinin görevine girmeyen işlerde adli kontrol süresi en fazla 2 yıl olup, zorunlu hallerde 1 yıl daha uzatılabilecektir. Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren işlerde adli kontrol süresi en çok 3 yıldır, uzatma süresi 3 yılı geçemeyecektir. (İstisna hallerinde 4 yıl uzatılabilir. Bkz. 5271 SK 110/A-2)
Yukarıdaki maddenin yürürlük tarihi 01/01/2022 tarihidir.

8.)5271 sayılı Kanunun 268 inci maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“b) Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir. İtirazı incelemeye yetkili mercilerin farklı olduğu hâllerde, itirazların gecikmeksizin incelenmesi amacıyla, kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimliği tarafından gerekli tedbirler alınır. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir.
Yukarıdaki maddenin yürürlük tarihi 01/01/2022 tarihidir.

9.)5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu’nun geçici 9. Maddesinin 6. Fıkrasında yer alan 31/07/2021 tarihi 30/11/2021 olarak değiştirilmiştir.

Buna göre; “(…..)İlgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya, beşinci fıkrada belirtilen süreler içinde hak kazandıkları takdirde beşinci fıkra uyarınca izinli sayılırlar. Beşinci fıkrada belirtilen sürenin tamamlanmasından sonra ise açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanıp kazanmadıklarına bakılmaksızın, 95 inci maddede düzenlenen izin hakkından yararlanırlar. Bu fıkra hükmü 30/11/2021 tarihine kadar uygulanır. Denilmek suretiyle açık cezaevinde bulunup da izine ayrılabilme hakkı olan hükümlülerin halen pandemi nedeniyle dışarıda geçirdikleri süre 31/07/2021 tarihinden 30/11/2021 tarihine uzatılmıştır. Bu durumda açık cezaevi izinleri uzatılmış bulunmaktadır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.